18 Eylül 2014 Perşembe

YORUM SİZİN...


Bugün saat 15.00 sularında internete şöyle bir haber düştü; ‘Karayılan tehdit etti.’
Herkes de olduğu gibi bende başlığı görünce heyecanlandım. Fakat haberin içeriğini okuyunca biranda şok oldum…

Aslında her zaman olan şeyler bunlar ama insan yine de üzülüyor. Bu haberi şuanda aşağıda paylaşacağım. Kendi yorumu mu yapacak fakat asıl yorumu sizlere bırakacağım…

***

KARAYILAN TEHDİT ETTİ

Türkiye'nin sınıra tampon bölge oluşturma çalışmasına sert çıkan PKK lideri Murat Karayılan, çözüm süreci biter tehdidinde bulundu.

PKK liderlerinden Murat Karayılan, hükümetin Suriye’nin kuzeyinde tampon bölge oluşturma talebinin gerçekleşmesi durumunda çözüm sürecinin biteceği tehdidinde bulundu.

Murat Karayılan, “Tampon demek Kürdistan’ın işgali demektir” dedi ve ekledi: “Türk Ordusu’nun kalkıp da ‘tampon kuruyorum’ diye Rojava Kürdistanı’nı işgal etmeye kalkışması tüm Kürt halkına karşı yeni bir savaş başlatma anlamına gelir.”

Suriye’nin kuzeyinde hükümetin oluşturmak istediği tampon bölgesinin yeni bir direnişe yol açacağını vurgulayan Karayılan, “O vakit zaten çözüm süreci diye bir şey kalmaz” ifadelerini kullandı.

***

İşte haber bu şekilde…

Şimdi bu haberi okuyanın nabzı hızlı atmaya başladı. Gözünün önünde bu adamla yolda karşılaştığımda elimde silah olsa çeker vururum şeklinde hayal geçti.

Haberi dikkatli okumanızı tavsiye ediyorum…

İçerisinde çok önemli bir ayrıntı var. Türkiye’de, benim güzel ülkemde Kürdistan kurulmuş haberimiz yok…

Neymiş efendim Türk Ordusu’nun kalkıp da ‘tampon kuruyorum’ diye Rojava Kürdistanı’nı işgal etmeye kalkışması tüm Kürt halkına karşı yeni bir savaş başlatma anlamına gelirmiş

Sen kimsin be adam… Çözüm sürecinin arkasına sığınıp da bu ülkede, her önüne gelen laf diyemez. Bizim Kürtlere savaş açtığımız yok. O yüzden Türkiye’de Kürdistan’da yok. Boşuna ağzını yorma senin propagandalarına gelmeyiz biz.

Kürtleri sizden biz koruyoruz. Onca ailenin çocuklarını çaldınız. Siz mi Kürtlere sahip çıkacaksınız? Siz mi bizi onlardan koruyacaksınız?

Biz sizi çok alttan aldık ama bilirsiniz ki bir Türk’ün sabrı taştığı zaman bir Türk bile dünyayı yıkmaya bedeldir. O yüzden sakına sakın bu ülkeyi, bu ülkenin liderlerini çözüm sürecine dayanarak tehdit edemezsin.


14 Eylül 2014 Pazar

İŞ KAZALARI BİTMİYOR

Maden, inşaat ve elektrik ile uğraşan işçilerin hayatı hiçe sayılıyor.
Yasaların olmasına rağmen, yasakların olmasına rağmen ne kadar bu kurallara uyuyoruz.
Her gazetenin üçüncü sayfasında yer alan asayiş olaylarından bir veya ikisi iş kazası haberi…
İnsan bazen okumak istemiyor ama merak işte, insanın gözünü kaydırıyor.
Önlem almamıza rağmen… (‘Önlem aldığımızı sanıyoruz’)
Aslında biz çözüm üretiyorlar zannediyoruz. Bize yansıması öyle oluyor.
Geçtiğimiz günlerde torba yasada işçilerin hakkını düzeltiyoruz dediler.
Fazla geçmedi 2 gün sonra bugün İstanbul’da iki inşaat işçisi aşağıya düşerek hayatını kaybetti.
Her şeye kader deyip geçemeyiz.
Dönüp kendimize bir bakmalıyız.
İşçilerin nasıl çalıştığını, hangi ortamlarda yaşadıklarına ve en önemlisi de işverenlerin geçmişini araştırmalıyız.
Çok zor gibi görünüyor aslında. Fakat bize çok görünüyor. Devlete bu çocuk oyuncağı gibi gelir.
İyi şeyleri söylerken kötü şeyleri de söylemek gerekir.
Yani eleştirmek her zaman iyidir. Yanlışla doğruyu ayırt edebilmemiz için…
Bu tabi sadece başkasını eleştirmek için geçerli değil. Bazı konularda ben kendimi de eleştiririm. Bunu yapmak gerçekten iyi bir şeydir. Eleştirilmek ve eleştirmek çok güzeldir.
Aranızda biz ne yapmalıyız diyenler olacaktır.
Hatta bu yazıyı şuanda anlayamayanlarda olacaktır.
Ama burada bize düşen görev çok büyük…
Dolmuşta, otobüste bir yere giderken, yanımıza bir işçi oturduğunda bundan gocunmamamız gerekir.
Şimdi de diyeceğiniz tek bir söz var ‘Ben öyle bir şey yapmıyorum.’
Yapıyoruz. İstemeden de olsa üzerinde yağ lekesi olan bir adamı görünce üzerimiz kirlenmesin diye onunla aramıza mesafe koyuyoruz.
Bunu yapmamalıyız. Sonuçta onlarda bir insan…
Kendinizi, hatta babalarınızı aynı şekilde düşünün.
Hanginiz bir inşaatın önünden geçerken bir işçiye ‘Günaydın, kolay gelsin dedi.’
Sadece kafanızı kaldırıp inşaata bakıp, 'Vay be adamlar ne inşaat yapıyor' deyip geçiyoruz…
Bu yazdıklarımı sadece bir düşünün.
Yapıyor muyuz? Yapmıyoruz muyuz?
Hepinize mutlu günler….